Diyabet, Gebeliğe Engel Değil
Diyabet hastalığı bazı sorunlara yol açabilmektedir ama günümüz şartlarında gelişen sağlık bilimleri ile düzenli takip olan gebeler problem yaşamadan gebelik sürecini geçirebilir ve sağlıklı bebek doğurabilirler.
Diyabet, Gebeliğe Engel Değil
Halk arasında 'şeker hastalığı' olarak bilinen diyabet, sıklığı ve yarattığı sorunlar nedeniyle tüm dünyada önemi ve etkisi gittikçe artan bir sağlık sorunu olmuştur. Günümüzde gebelerin yaklaşık binde 1-3’ünde önceden tip I diyabet ya da tip II diyabet görülüyor. Diyabet hastalığı anne ve bebek açısından birtakım sorunlara neden olabilir. Tanı ve tedavi yöntemleri gelişmediği yıllarda anomalili bebek doğumları, zor doğumlar, doğum yaralanmaları, düşükler, anne hayatını tehdit eden komplikasyonlar hatta ölümler sık gözlenirken günümüzde binlerce diyabetik kadın problemsiz bir gebelik dönemi geçirerek sağlıklı bebek sahibi olabilirler. Diyabetle yaşamayı bilen ve kontrollerini düzenli yaptıran bu hastaların diğer gebelerden pek bir farkı yoktur. Ancak gebe kalmadan önce ve gebelik döneminde bilinmesi, dikkat edilmesi gereken bazı noktalar vardır. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Yrd. Doç. Dr Seçil Kahveci Elsürer, gebelik diyabeti olan kadınların bir kısmında ilerideki yıllarda tip 2 diyabet geliştirme riski olduğuna dikkat çekiyor.
Şeker hastaları gebe kalabilir mi?
Gebelik isteyen diyabetik kadınlar gebelik öncesi mutlaka doktoruyla bu durumu paylaşmalı ve gebelik öncesinde şeker kontrolü yaptırmalıdır. Gebelik öncesi böbrek, göz, kalp, sinir sistemi ve dolaşım sistemi kontrolleri yapılmalıdır. Şeker hastalığı uzun süreli olduğunda damarlarla ilgili sıkıntılara yol açtığı için detaylı bir sistem taraması da aksatılmamalıdır. Eğer bu sistemlerle ilgili bir problem saptanırsa gebelik sürecinin sıkıntılı geçeceği unutulmamalı. Bu sebeple önce gerekli tedaviler yapılmalı daha sonra gebeliğe izin verilmelidir. Gebelik öncesi kan şekeri kontrolü çok önemlidir. Kanda bakılan Hemoglobin A1c yakın zamanlı şeker kontrolünü değerlendirmede (8-12 hafta) etkilidir. Hemoglobin A1c değerinin 6’yı aştığı durumlarda bebekle ilgili anomali gözlenme riski artmaktadır. Beslenme değişikliği ve egzersiz oldukça önemli olmakla birlikte özellikle insülin tedavisi çok iyi sonuçlar veriyor. Daha önce kullanılan ağızdan alınan şeker ilaçları gebelikte önerilmediğinden insülin tedavisine geçmek daha faydalıdır. Gebelikte vücudun enerji ihtiyacı artar. Artan enerji gereksinimini karşılamak için vücut kan şekerini yüksek tutma eğilimindedir bunu da kan şekerini arttırıcı yönde etki eden bazı hormonların kandaki seviyesini arttırarak yapar. Bu hormonların ve yine gebelikte artan östrojen, progesteron gibi hormonların etkisiyle insülin direnci gelişebilir. Yani insülin hormonu etkisiz hale gelir, görevini yapamaz. İnsülin hormonunun bu şekilde etkisiz hale gelmesi kan şekerinin yüksek kalmasına neden olmaktadır. Gebelikteki bu fizyolojik değişimler diyabet hastaları için risk yaratabilir. Düzenli kontroller ile insülin doz ayarlamaları bu süreci rahat atlatmayı sağlayacaktır.
Gestasyonel Diyabet nedir?
Bazı gebeliklerde ise pankreas hücreleri gebeliğin ilerlemesiyle yeterli insülin salgılayamaz bu nedenle daha önce diyabet belirtisi olmadığı halde gebelik boyunca kan şekeri yükselebilir. Gestasyonel Diyabet olarak adlandırılan bu tablo gebelik bitiminde genellikle düzelir. Genellikle ailesinde çok sayıda diyabetik kişiler bulunan, 30 yaşın üzerinde, fazla kilolu hamileler gestasyonel diyabet açısından risk taşırlar. Hiç risk taşımasa bile yaklaşık tüm gebelerin %4’ünde gözlendiği için anne adaylarına 24-28. gebelik haftalarında tarama testi önermek gerekir. Tarama testi sonuçlarına göre riskli grupta beslenme önerileri, egzersiz ile kan şekeri takibi önemlidir. Bir grup hastada insülin gereksinimi olmaktadır. Erken başlanan tedavilerle bu hastalarda anne ve bebek açısından oldukça iyi bir gidişat izlenir.
Kan şekeri kontrolünün sağlanmadığı gebeliklerde istenmeyen olumsuz durumlarla karşılaşılabilir
Kan şekeri kontrolü iyi olmayan gebelerde anomalili bebek (kalp, santral sinir sistemi, iskelet sistemi, genitoüriner sistem ve sindirim sisteminde çeşitli anomaliler) düşük, gelişme geriliği, iri bebek, gebelik tansiyonu, zor ve travmatik doğum, bebek doğduktan sonra da başta hipoglisemi (kan şekeri düşmesi), hipokalsemi (kalsiyum düşüklüğü) ve hiperbilirubinemi (bilirubin yüksekliği) olmak üzere ciddi yeni doğan problemleri ortaya çıkma riski artmıştır. Düzenli kan şekeri kontrolü ile sıkı bir gebelik takibi bu risklerin önlenmesine yardım edecektir. Anne adayının durumunun farkında olması ve önerilere uyması çok önemlidir. Doğum şekli hastanın durumuna göre değişir. Eğer iri bebek ya da başka bir nedenle sezeryan gerekli değilse diyabetik anne adayı normal doğum yapabilir. Normal doğum yapmasına izin verilen gebeler doğum eylemi esnasında CTG ile sürekli monitorizasyona tabi tutulurlar ve bebekle ilgili sıkıntı bulgusunda doğum sezaryen ile gerçekleştirilir. Diyabetik anne adayının doğum yapacağı hastanenin yeni doğan ünitesinin diyabetik anne çocuğu bakımı konusunda tecrübesi olmalıdır. Doğumun hemen sonrasında insülin ihtiyacı azaldığından annenin insülin dozları tekrar ayarlanır. Bu hastaların doğum sonrasında düzenli kontrollerini yaptırması gerekmektedir. Gözlendiği gibi diyabet hastalığı bazı sorunlara yol açabilmektedir ama günümüz şartlarında gelişen sağlık bilimleri ile düzenli takip olan gebeler problem yaşamadan gebelik sürecini geçirebilir ve sağlıklı bebek doğurabilirler.
İçeriği
- Beğendim
- Beğenmedim
Hafta hafta bedeninde ve bebeğindeki gelişmeleri ücretsiz takip et. Seni en iyi ifade eden seçeneğe tıklayarak, değişimleri haber almaya başla!
Gebe.com hesabım var