Erken Doğum Riski (Preterm Doğum)

Erken Doğum Riski (Preterm Doğum)

Erken doğum veya preterm doğum son adet tarihine göre 24 hafta ile 37 hafta arasında doğum olmasıdır. 34 – 37 haftalar arasında olan erken doğumlar tüm erken doğumların %70’ini oluşturur ve geç preterm eylem olarak adlandırılır. 37 hafta ile 41 hafta arasında olan doğumlar ise normal zamanında doğumlar olarak değerlendirilir. Doğum sancılarının başlaması ise erken doğum tehdidi olarak adlandırılır. Bütün doğumların yaklaşık %10’u erken doğum şeklinde olur. Preterm doğumlar konjenital anomaliler hariç yenidoğan dönemindeki ölümlerin %75’inden sorumludur. Erken doğumla sonuçlanan gebeliklerde bebekte görme ve işitme problemleri, okul başarısızlığı, serebral palsy, kronik akciğer hastalığı görülme ihtimali daha yüksektir. Erken doğumlarda bebeğin yaşama şansı doğum haftası arttıkça giderek artar. Örneğin 24. gebelik haftasında olan doğumlarda bebeklerin çok az bir kısmı yaşayabilirken, 26. haftadaki doğumlarda bebeklerin yaşama şansı yaklaşık %50’dir. Ölüm oranı 28. haftada gerçekleşen doğumlarda yaklaşık %25 iken, 30. haftada %10 civarındadır. 34 haftadan sonra doğanlar yüksek oranda yaşama şansına sahiptir. Halk arasında bazen söylenen “7 aylık doğan bebeğin yaşama şansı sekiz aylık doğan göre daha fazladır.” sözü tamamen yanlıştır.

  

Erken doğum için risk faktörleri

  • Daha önce erken doğum yapanlar
  • Sigara içimi
  • Daha önce ölü doğum hikayesi
  • Rahim ağzıyla ilgili ameliyat geçirenler
  • İlaç bağımlılığı
  • Rahimle ilgili anomaliler, şekil bozuklukları
  • Annede kansızlık
  • Annedeki kronik hastalıklar
  • Annede stres ve depresyon
  • Gebelik esnasında idrar yolu enfeksiyonu geçirmek
  • Zarların erkenden açılması ve su gelmesi
  • Düşük sosyoekonomik düzey
  • Gebelikte kanama meydana gelmesi
  • Siyah ırkta erken doğuma 2 – 4 kat daha sık rastlanır.
  • Çoğul gebelikler
  • Gebelikte yüksek tansiyon olması
  • Aşırı fiziksel aktivite
  • Doğumlar arasındaki sürenin kısa olması
  • Anne yaşının 18’den küçük ya da 40’dan büyük olması
  • Annenin kilosu azaldıkça erken doğum riski de artar.
  • Amnion suyunun az ya da fazla olması
  • IVF, ICSI

 

Aşağıdaki durumlarda erken doğumu durdurmak için tokoliz yapılmaz: (İlaçla tedavi)

  • Ölü fetüs varlığında
  • Fetal iyilik hali testlerinin kötü sonuç vermesi durumunda
  • Fetüsta ölümcül anomali varlığında
  • Ciddi rahim içi gelişme geriliği
  • Annenin aşırı vajinal kanaması olması
  • Koryoamnionit yani gebelik zarlarının iltihabı
  • Ciddi tansiyon yüksekliği, ciddi preeklampsi

 

Erken doğum tehlikesi nasıl önlenir?

Erken doğum tehdidi belirlenen gebeler bazı durumlarda hastaneye yatırılır ve yatak istirahati, serum verilmesi ve gerekirse sancı azaltıcı ilaç tedavisi başlanır. NST cihazıyla bebeğin kalp atımları ve annenin sancısı takip kontrol edilir. Sancılar tamamen durur ve anne taburcu edilirse erken doğumun önlenmesi için fazla yorulmaması, spor ve egzersiz yapmaması, susuz kalmaması önerilir. Evde kullanması için de bazen ilaçlar verilir.  

Erken doğum yapanlar doğumdan sonra nelere dikkat etmeli?

Erken doğumun ardından annenin bakımı normal doğumda ve sezaryende aynen zamanında gerçekleşen bir doğumda olduğu gibidir. Erken doğum yapan annelerin bir dahaki gebeliklerinden önce gebe kalmaya niyetlendiklerinde kadın hastalıkları ve doğum uzmanına başvurmaları önerilir, doğumdan önce yapılması gerekli tahliller yapılır ve kansızlık gibi erken doğum riskini arttıran bir bozukluk varsa erkenden düzeltilir. Muayene ve ultrason yapılır. Erken doğum yapan annelerin tekrar erkenden gebe kalmaları erken doğum riskini biraz daha arttırır. Bu sebeple yaklaşık 2 yıl ara vermeleri önerilir. Kısa süre sonra tekrar gebe kalınması erken doğum ve düşük doğum ağırlığı gibi risklerde bir miktar artma meydana gelir.